İnsan, doğduğu günden itibaren çevresini tanıma ve yorumlama çabasındadır; çünkü olayları, durumları ve insanları doğru tanıyıp yorumlamak, hayatı kolaylaştıran bir beceridir.
Çevrenizdeki insanları doğru tanımak için yalnızca onların anlattıklarıyla yetinirseniz, manipüle edilebilirsiniz. İşte, bu sebeple; insanları kendi yöntemlerinizle gözlemleyip doğru okuyabilmeniz önemlidir.
Her insan; sözle ifade ettiklerinin yanı sıra beden dili, ses tonu, giyim tarzı, yazı stili, imza şekli ve alışkanlıklarıyla, aslında çok daha fazlasını anlatır. Kişinin, farkında olmadan verdiği bu mesajları fark edip yorumlamak, onu doğru tanımanızı sağlayacaktır.
Farkındalık Oluşumu
Yapmanız gereken ilk iş; çevrenizdeki tüm insanları, mümkünse onlara fark ettirmeden, sanki ilk kez görüyormuş gibi incelemektir. Onların genel görünüşlerine, hâl ve hareketlerine, konuşma şekillerine ve mikro tepkilerine anlamlar yüklemeye çalışın. Kendinizce yüklediğiniz bu anlamların doğru ya da yanlış olmasına takılmayın. Çünkü bu çalışmadaki ilk amacımız farkındalık oluşturmaktır ve kimi zaman; doğru tespitlere ulaşmanın yolu, yanlış tespitleri fark edip elemekten geçer.
Farkındalığı artırmak için, örneğin iş yerindeki arkadaşlarınızı her gün farklı bir yönden gözlemleyin. Bir gün tüm arkadaşlarınızın yürüyüşlerini gözlemleyin mesela. Hızlı mı yavaş mı, küçük ya da büyük adımlarla mı yürüdüklerine bakın. Diğer gün, insanların kullandığı aksesuarlara dikkat edin. Çeşidine, rengine, büyüklüğüne, maddi değerine ve kıyafetle uyumuna odaklanın. Bir başka gün çevrenizdeki kişilerin konuşma şekillerine, ertesi gün alışkanlıklarına dikkat kesilin. İlk etapta önemli olan; gördüğünüz farkların anlamını bilip bilmemeniz değil, o farkları görebilmenizdir.
Tanımak istediğiniz kişiyi, diğer insanlardan ayıran en belirgin birkaç özelliği görmeye çalışın. Onun duruşunu, beden ile kafa uyumunu, yürüyüşünü, kıyafetini, aksesuarlarını, ses tonunu ve alışkanlıklarını diğer insanlarla kıyaslayın.
Yakından Uzağa…
En iyi bildiğiniz şey, kendi duygu ve düşünceleriniz olduğu için, davranışlarınızın altında yatan sebepleri anlamaya çalışın. Örneğin konuşurken elinizi ara sıra yüzünüze götürdüğünüzü fark etmişseniz, bu hareketi yaptığınız anda hangi duygu ve düşüncede olduğunuzu düşünün. Sonra bu hareketi başkasında gözlemlediğinizde, onun da benzer duygu ve düşüncede olabileceğini öngörün.
Bir sonraki aşamada; size en yakın olan insanları, yani duygu ve düşüncelerini bildiğiniz kişileri gözlemleyin. Bu insanları yakından tanımanız, onların hâl ve hareketlerinin altında yatan sebepleri anlamanızı kolaylaştırır. Yakınınız olan birinde, her zamankinden farklı bir durum görürseniz ona, “o an ne hissettiğini, ne düşündüğünü” sorun. Aynı durumu tekrar gözlemlediğinizde, aynı his ve düşüncenin geçerli olup olmadığını öğrenin. Böylece, kendi kriterlerinizi oluşturup bu bilgileri, diğer insanları gözlemlerken de kullanabilirsiniz.
Yakından tanıdığınız insanlar üzerinde gözlem yapmanın, size kazandıracağı fayda şudur: Önce, kişiliğini bildiğiniz insanlarda tespit ettiğiniz durumlara anlam bulacak, sonra ise anlamını öğrendiğiniz durumları sergileyen diğer insanların kişilik bilgisine ulaşacaksınız.
Sezgilerin Sebebi
Bazen, gördüğünüz birinden tedirgin olursunuz ama sizi neyin tedirgin ettiğini bilmezsiniz. Sanki içinizden bir ses “Bu kişi tehlikeli, ondan uzak dur!” der; ama bunun sebebini anlayamazsınız. Bazen de ilk kez gördüğünüz birini cana yakın bulursunuz; ama onda sizi çeken şeyin ne olduğunu, tam olarak tarif edemezsiniz. Yani, sebebini okuyamasanız da bazı kişilerin sizde farklı algılar oluşturduğu bir gerçektir.
Karşınızdaki kişi hakkında duyu organlarınız size veri aktarırken duyu organlarınızın algılayamadığı, yalnızca bilinçaltınızın fark edebildiği durumlar da vardır. Fark edilen bu durumlar, her ne kadar anlamlı hale getirilip bilinç seviyesine taşınamasa da bilinçaltı, birtakım tespitler yapar. Ancak insan, düşünme ve değerlendirme gibi zihinsel faaliyetleri üst bilinçle yaptığından, alt bilincin sahip olduğu bu yetenekten genellikle habersizdir.
İnsan tanıma konusunda henüz bir uzman olmasanız da yıllardır bu hayatın içinde bulunan biri olarak, siz de çok sayıda insan gözlemleyip bir hayli tecrübe biriktirdiniz. İşte bu birikim; tanımadığınız biriyle karşılaştığınızda, olumlu ya da olumsuz sezgiler olarak kendini gösterir. Bu sebeple, hislerinizi önemseyip doğru yorumlamanız gerekir.
“İnsanları tanıyorum” diyebilmek; eğitim ve tecrübe ile edinilecek bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek, kişinin kendine yapacağı kalıcı bir yatırımdır.
Tanıyorum isimli kitapta, yukarıda özetlenen konuları daha ayrıntılı ve sistematik şekilde bulacak ve hayatınızı kolaylaştıran bir kazanım elde etmiş olacaksınız.